29 Aralık 2010 Çarşamba

Kendine kız be insan!

Sen manalar yüklersin karşındakine,


Sen alırsın çıkarırsın göklere,

Sen taşırsın başının üstünde,

Kimse senden bunu istemediği halde.

Sonra bir gün fark edersin ki,

Sadece sen abartmışsın herşeyi.

Ve bu onun suçu değildir aslında,

Sen yüklemişsindir bu misyonu ona.

Kendi kendine hayal edip,

Kendi kendine hayal kırıklığı yaşamışsındır aslında.

Kendine kız be insan,

Senden başka kimsenin suçu yok bu planda!

23 Aralık 2010 Perşembe

Olmak ya da Olmamak.

Mesele sırtını sevgiliye manevi olarak da dayamamakta belki de,

Sevdiğinden maddi beklentin olmadığı gibi,

Manevi beklentin de olmaması gerekli.

Sevgili adı üstünde sadece seven kalmalı,

Ne yanında olmalı

Ne sen hayatla boğuşurken güç vermeli

Ne de senin dertlerin onu ilgilendirmeli.

Mesele bir insanla yan yana yola çıkarken onu da kendin gibi düşünmemekte belki de,

Tıpkı onun gibi olabilmekte.

Sadece kendine ait bir dünyada yaşayan,

Birini seven ama daha çok kendini seven,

Sevdiğinin dertlerini sormayan ama kendi dertlerini ona yükleyen biri olabilmekte.

Tıpkı Shakespeare’in dediği gibi:

"Olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu!

Düşüncemizin katlanması mı güzel

Zalim kaderin yumruklarına, oklarına

Yoksa diretip bela denizlerine karşı

Dur, yeter demesi mi?”

Bence de olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!

Günümüzün sıradanlaşmış sevgi ve aşk kelimelerini bonkörce kullanmak ya da kullanmamak hak edene ya da etmeyene, işte bütün mesele bu!

22 Aralık 2010 Çarşamba

Boşlukları Doldurun!

“Boşlukları doldurun” der ya testte,

Uygun kelimeler yazmaya çalışırız ya hani o boşluklara,

Bazen biliriz bazen bilemeyiz ya,

Boşluk doldurasın diye sevilmek de bu teste benzer.

Ve boşluk doldurmak için birinin adını koyduğunda yüreğine,

Bilmelisin ki cevap her zaman “yanlıştır”.

Ve o boşluğa kondurduğun insana haksızlıktır.

Başka biri için yüreğin çarparken,

Sırf o seni ilgisiz bıraktığı için yüreğinde bir boşluk varken,

Yazık etme kimseye,

Onun yüreğini harcama diğer sevgiliyi beklerken oyalan diye.

Canı beter yanacaktır bu haksızlığı fark ettiğinde.

Bunu yapma hiç kimseye!

21 Aralık 2010 Salı

canından can.

canından can koparken kayıtsız kalabilir mi insan?
o can başka bir canınsa da canından can kopar mı?
kopar...
hem de öyle bir kopar ki... 
etinden et kopar, canından can.
neden diye sorgularsın?
neden o?
ve canın yanar da yanar...
kahrolursun, kahrından vücudun sızlar.
çaresizlikten kahrolursun, elin kolun bağlıdır.
ve dua edersin sadece...
bir medet umarsın herşeyin planlı olduğunu bildiğin halde.
çabalarının bile...
yakarırsın "Allah'ım lütfen ağrısını hafiflet, lütfen acısını azalt" diye...
 
Boxime.

12 Aralık 2010 Pazar

Oyun Hamuru

Öyle bir sev ki,
Sevgiliye oyun hamuru muamelesi yapma mesela,
Elinde yoğuracağın bir şey olmasın sevdiğin.
Onun kenarlarını köşelerini de sev mesela,
Sivrilikleri canını yaksa da.
Elde ettim, artık istediğim şekli veririm nasıl olsa deme mesela,
Çünkü o adı üstünde sevgili, çamur değil yani.
Seviyorsa seni zaten canını yakmayacaktır,
Kendiliğinden köşelerini yuvarlaklaştıracak,
O da olmuyorsa sırf senin için koruyucu bir bant takacaktır sivriliklerine,
Seni kendinden bile koruyacaktır yeri gelince.
Ve unutma,
İstediğin şekli verebildiğin bir hamursa karşındaki,
Yarın da alacaktır başka birinin verdiği şekli.

11 Aralık 2010 Cumartesi

De, Kondur!

İyilik de kötülük de bulaşıcıdır.
İnsanlar kötülüğü bulaştırmaya harcadıkları enerjinin yarısını iyilik için harcasalardı hayat daha çekilir olurdu.
Kötülük bulaştırdıkça ağdalaşan, koyulaşan ve ağırlaşan bir hal alırken,
İyilik bulaştıkça hafifletir, mis kokular saçar, gülümsetir.
Seçim sizin!
İyi bir insan olur ve mutluluğu çekebilirsiniz kendinize,
Ya da kötülüğünüzü dedikoduyla bulaştırırsınız her önünüze gelene,
Kendinizi üstün kılmak gayretiyle.
O dedikleriniz döner dolaşır bulur sizi sonunda!
Kondurduklarınız ise yürür gider kendi yolunda.
Çok da umurlarında :)

Alçaklar

Seni aşağı çekmek istemeleri sadece kendi seviyelerine indirmek isteğidir.
Çünkü onlara yukarıya çıkmak zor gelir. Tırmanmak emektir, alın teridir. Zaman vermeyi gerektirir.
Onlar hem emek hem zaman vermek istemezler ama kendilerinden yukarıdakine de tahammül edemezler.
Çünkü onlar sadece alçaklarda sürünmezler,
Onlar alçaktırlar.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Beni Koruyun!


www.benikoruyun.com
Bu siteyi ziyaret etmelisiniz, okumalı ama öğretmelisiniz. Ve beni bir dinlemelisiniz…
Site ne der, tacize uğramış çocuk ne hisseder? Buyrun:


Site: “Hayır” de ve o kişiye yaptığından hoşlanmadığını, dokunmasını istemediğini söyle.


Blogcu: Çocuksan ve karşında bir yetişkin varsa yaptığının yanlış olduğunu bilsen de tepki vermen zaman alıyor. Anladığında nasıl “Hayır” diyeceğini bilemiyorsun. Çünkü yapılan yanlıştan sen utanıyorsun. Ve şoka giriyorsun. Hayır demek zaman alıyor çünkü şok yaşıyorsun. Duydum ki büyükler bile hayır diyemiyor, çünkü şok yaşıyorlar.


Site: Hızla o kişiden uzaklaş. Hoşlanmadığın bir şekilde sana dokunan kişiden kaç. Bir daha bu kişiyle asla yalnız kalma.


Blogcu: Uzaklaşıyorsun evet ama o hep sana yakın oluyor. Hayatın boyunca olur olmaz anlarda o pis sırıtışını görüyorsun. Bazen rüyanda bazen öylesine daldığında.


Site: Yardım iste. Çığlık atabilirsin.


Blogcu: Atıyorsun, hem de kendine bile yabancı bir sesle. Ama yardım isteyemiyorsun. Utanıyorsun. Çığlığın yardım çığlığı olamıyor. Çünkü korkuyorsun. Panikten sadece alakasız bir cümle çıkıyor ağzından çığlık şeklinde.


Site: Kendine inan. Sen yanlış birşey yapmadın.


Blogcu: İnanmadım uzunca bir zaman. İnanmadığımı bilmeden inanamadım hatta. Çünkü 32 yaşında anlattım bir psikoloğa. Ancak o zaman anladım bir suçum olmadığını.


Site: Birisi sana uygunsuz bir şekilde dokunursa, olan biteni güvendiğin birine anlat. Tehditlerin seni korkutmasına ve sessiz kalmana neden olmasına izin verme.


Blogcu: Babama ve anneme anlattım. Onlar da birilerine anlattı. Adam yakalandı. Gazetelere çıktı. Ama her konuşma beni daha da utandırdı. Kendimi pis, kötü, aşağılık hissettim. Güvendiğimiz birileri kimseye anlatmasa olmaz mı? Ya da herkes benim önümde konuşmasa? Çok utanıyorum çünkü.


Site: Tehdit veya tacizde bulunan kişiden uzak durmak için elinden geleni yap. Kendini rahatsız veya güvensiz hissetmene neden olacak biçimde sana dokunan kişi ile yalnız kalma.


Blogcu: Bazen şartlar sizi güvensiz yerlerde bulundurur. Hele ki yanında arkadaşların varsa.

İmza: BEN. 9 yaşında cinsel tacize uğramış bir yetişkin...

5 Aralık 2010 Pazar

Hoşçakal

Aniden bir şeyler değişir.
Sebep ararsın,
Anlamaya çalışırsın.
Sorarsın, cevap alamazsın.
Ve birgün aniden fark edersin.
Yüreği değişmiştir.
İçine sen koyduğu hayaller bitmiştir.
Sen hala sorarken o senden gitmiştir.
Veda edersin.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Veda

Beklenti zor,
Kabullenmek zor,
Vazgeçmek daha zor.
Fark ettin mi gerçeği,
Beklentine rağmen vazgeçersin.
Kabullenirsin.
Sevmek koşulsuzdur.
Sevmek kabullenmektir.
Sevmek onun için ondan vazgeçmektir.
Onun için ondan vazgeçersin.

2 Aralık 2010 Perşembe

Aşıksın Sen!


Sebepsiz yere aklındaysa her daim,
Sıkıntıda mıdır diye endişe ediyorsa kalbin,
Haber alamadın mı meraktan ölüyorsan eğer,
"Sen ayvayı yemişsin!" efendim!
Tek kelime ile “Aşıksın!” derim.