31 Ağustos 2010 Salı

Siyah beyaz bir film karesi


Öldükten sonra siyah beyaz bir film karesi olarak hatırlanmak isterim.
Tüm siyah beyazları hem sevgiyle, hem inançla, hem kirlenmemişlikle hatırlarım.
Eskide kalan iyiliğin, dürüstlüğün resmidir hepsi sanki.
Biraz saflık, biraz mertlik, biraz savaş katılmış ama asla yenilmemişlik kokan.
Kendine rağmen ne onlara ne kendine yenilmemiş olan...
İçinde buram buram dostluk vardır o resimlerin.
Bahçelerarası sohbetler sığar o bir tane kareye.
Dostluklar sığar,can yoldaşlıkları...
Birlikte çamaşırlar yıkanır, birlikte salça yapılır.
Sevgi vardır, pişirdiğinden komşuya ikram vardır.
Ekmeğini bölüşen insanların kocaman yüreklerini barındırır.
Komşun açken sen tok olmaktan utanırsın o fotoğraflarda,
Elindekini paylaşırsın koşulsuz tüm "can" taşıyanlarla.
Karı koca olmak, aile olmak kutsaldır.
Ahlak henüz modernlik kisvesine yenik düşmemiştir.

Çok şey vardır şimdilerde "eksik" kalan.
Belki bir türlü "tam" hissedememektendir siyah beyaza duyulan bu özlem.

Diyorum ya; beni siyah beyaz bir fotoğraf olarak hatırlasın cümle alem.
Baktığınızda biraz umut, biraz savaş, biraz inat, biraz inanç, biraz keder, biraz kahkaha ve sevgi barındıran…
Ve biraz sohbet, biraz hırçınlık, biraz aşk, biraz angutluk, biraz köpek ruhu kokan…
İçinde bir kız çocuğu olan...

Baktığınızda sizi umutlandıran, gülümseten ve ısıtan.
Siyah beyaz ama tüm renkleri içinde barındıran…

29 Ağustos 2010 Pazar

Ah-lak!


Ahlak efendim, “AH - LAK LAK ” değil! Ahlak…Ahlaklı olun efendim, LAK LAK’lı değil, LAKLAKÇI değil...

Ahlağı hafife almayın efendim, mayanızda varsa insan yapar sizi. Hatta mayanızda olması yetmez oranı da önemlidir. Dozu eksik kaldıysa kaypak eder sizi, yavşak yapar. Bugün akım dediğinize yarın b…m dersiniz, bugün dost dediğinize yarın düşman olursunuz. Çıkar için kolayca satarsınız dost dediklerinizi.

Aslında bu mayada eksik olan insanlıktır. Ahlak eksikse insanlık da eksik kalmıştır kanımca. Tek bildiğiniz hazdır sizin. Her yeni peşinde olduğunuz hedef sizi yeni bir hazza götürendir sadece.

Elde ettiğiniz anda da hazzınız biter. Anlıktır. Tıpkı tuvaletini yapmak gibi. Yaparsın ve tatmin olursun. Elde edersin ve tatmin olmuşsundur.

Asla mutlu değilsinizdir. Çünkü peşinde koştuklarınız, ahlaksızca oyunlarınız hep hazlar içindir. Mutluluk nedir bilemezsiniz. Elde ettiğiniz anda yenisi için planlar yaparsınız. Mutluluk sandığınız anlık hazlar daha da hırslandırır sizi. Birgün gelir kendi hırsınızda, kendi oyunlarınızda boğulursunuz.

Gerçek mutluluk sevgiyle başlar LAKLAKÇILAR !
Yürekten sevmekle,
Miş gibi olmamakla başlar…
Lak lak yaparak, ortalığı idare ederek, sizin düşüncenizle “yedirerek” değil…
Olmakla başlar herşey.
Ahlaklı olmakla,
Dürüst olmakla,
Samimi olmakla,
Adam gibi adam,
Kadın gibi kadın,
İnsan gibi insan olmakla…


Ve maya eksik doğduysanız böyle gider bu hayat planı da, ahlaksızca, kalleşce, çıkar peşinde.
Yazık size.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Kirlendik...



Kirlenmemiştik ben küçükken...
Herkes iyiydi, herkes mertdi, herkes insandı sanki.
Zamanlar mı değişti, bizler mi aniden ahlaksızlaştık?
Hangi arada bu kadar kötüledi insanlık?

İnsan olmak komik bulunuyorsa,
Sevgi ayaklar altına alınıyorsa,
Ahlaksızlık alkışlanıyorsa,
Saygısızlık, terbiyesizlik birbiriyle yarışıyorsa...
Ve bizler sanki herşey normalmiş gibi gülümseyerek izliyorsak tüm olan biteni...
Bizler herşeyi doğal karşılıyorsak...

Bizler çocuklarımızı da bu ahlaksızlığın doğallığını aşılayarak büyütüyorsak,
Bizler çocuklarımıza büyüklerine saygıyı bile öğretmekten aciz kalıyorsak,
Artık yaşlılara yer vermiyorsa gençler yüzleri kızarmadan,
Büyükler çocuklarının çocukları gibi davranıyorsa ve çocuklar ebeveyn olduysa,
Sevgi denilen şeyin yerine beraberliğin ölçüsü para olduysa...

Ne zaman bu hale geldik?
Hangi arada?
Hangi arada unuttuk kendimizi?
Adamlar adamlıklarını, kadınlar kadınlıklarını?
Hangi ara ahlaksız kadınlar baş tacı edilir oldu?
Erkekler gerine gerine “gözüm dışarıda” der oldu?
Kadınlar kocalarının erkekliğini karşılaştırır oldu yüzleri kızarmadan?
Hangi ara mertlik, dürüstlük rahatsızlık verir oldu?
Hangi ara sahtekarlığa paye verilir oldu?

Kirlendik resmen...
Kirlendi duygularımız,
Kirlendi ruhlarımız...

Ve biz sadece izledik uzaktan,
Hafif bir tebessümle, rahatsızlık duymadan...

Kirlendi dünyamız...